İnekler, tavuklar, şempanzeler ve internet!
Sanıyorum ki son bir haftadaki 10.080 dakikanın yaklaşık 9000 dakikasında evin içindeydim. Bu aralar çokça evdeyiz. Bolca kitap okuma imkanım oldu. Kitaplar bizim gibi yazı tutkunları için farklı etkilere sahip. Her kelimeden, cümleden bir konu başlığı çıkabiliyor, tek bir cümleden yola çıkıp startup kuran, oyun geliştiren yakın arkadaşlarım var.
Son zamanlarda fütüristik içeriklere yoğunlaştım. Yani gelecekle ilgili öngörüler sunan, farklı bakış açıları içeren zihinlerle kendi kitapları aracılığıyla temas halindeyim. Bunlardan birinde insanın diğer canlılar üzerindeki egemen gücü ele alınıyordu. Bu gücün tarihsel gelişimi, dinler, mitler ve birçok unsur ekseninde yorumlanıyordu. Bir yerde geçen yukarıdaki başlıktaki cümle beni çokça etkiledi. İnsanın rakipsiz oluşu acaba günün birinde son bulabilir mi diyen yazan, “İnekler, tavuklar, şempanzeler ve internet” diyerek konuyu nazikçe yapay zekaya taşıdı.
Yapay zeka, şu anda çeşitli örneklerine tanıklık ettiğimiz nispeten gelişim sürecindeki bir teknoloji. Örneğin web sitelerinde bot dediğimiz ‘yardımcı olabilir miyim’ diyerek size soru sormaya başlayan ve sağ alt köşeden çıkan mesaj kutuları yapay zekayı esas alan en temel araçlar. Sizin sorularınızı ne istediğinizi önceden bildikler için bazı kelimeleri işleyerek otomatik yanıtlar veriyorlar. Daha üst seviye ise kendi kendine gidebilen otomobiller. Çok daha karmaşık teknolojilerle donatılmış haldeki otonom araçlar, yapay zekaya dair bir diğer konu. Her neyse daha fazla derinlere inmeden “İnekler, tavuklar, şempanzeler ve internet”e geri dönelim.
Okuma Önerisi > Koronavirüs, insanların bakımı ile ilgili robotlar için dönüm noktası olacak
Hiç hukuki bir konuda avukatlara danıştığınız oldu mu? 3 avukata bir konu hakkında soru sorun, en az 1’i diğer ikisinden farklı düşünceler öne sürecektir. Normların hukuki alanda biraz farklı işlediğinin altını çizmekte yarar var. Ancak şu gerçek ki en genel hatlarıyla ortak bir kanı, görüşe ulaşmak neredeyse hiçbir alanda kolay değil.
Değer yargıları
Toplumun değer yargıları var demek her zaman mümkün değil. Değer yargılarının ağırlıklı görüşü var demek sanıyorum ki daha doğru. Çünkü bir konuya getirilen yorum kimi için direkt ahlaki nedenlere başlanabileceği gibi başkası için sadece yazılı kurallarla ele alınabilir. Ortak payda diye bir şey yok demek birçok konu için en doğru yaklaşım. Düşünsenize sosyal medyada kadın cinayetleri ile ilgili konularda bile biriler çıkıp ama kadın mini etek giymiş diyebiliyor, hatta daha da kötüsü erkeğin o anki ruh halini biliyor muyuz gibi görüşler bile öne sürülebiliyor.
Sosyal medya demişken ağır ağır adımlarla, “İnekler, tavuklar, şempanzeler ve internet” kapsamına giriş yapalım en iyisi. Sosyal medyada sakin ve huzurlu kalmak çok zor. Görüşler olabildiğine farklı çünkü. Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti ve ayrımını hatırlayın, birçok iletişimde işler kötü sonuçlanır konu futbol olduğunda. Fanatik olmayan biri bile rakip takımı tutan dostuyla tartışabilir. Bu örneğin türlü aşamasının 300 milyonla çarpıldığı bir ortam düşünün. İşte bunun sonucu Twitter’dır.
Eğer 1 milyarla çarparsanız karşınıza Instagram çıkar. 2 milyar kullanıcıya sahip Facebook için de bu sayıyla çarpmalısınız. Sosyal medya; inekler, tavuklar, şempanzeler ve internet başlığı için kitap yazılabilir bir ortam. Ancak burada bitirmek ve sizi bu kadarıyla düşüncelere yöneltmek istiyorum. Okuduğunuz için teşekkürler.
İlginizi çekebilir > Avrupa Birliği’nin Genel Veri Güvenliği Düzenlemesi (GDPR) Hakkında Her Şey
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.