Sosyal Medyada Bebek Paylaşımları Üzerine

Bebekliğini fotoğraf kağutlarının üzerinde gören nesille telefon veya bilgisayar ekranında gören neslin bebeklerini sosyal medyada ne de sık görüyoruz...

Yayınlanma:
Sosyal Medyada Bebek Paylaşımları Üzerine

Bebeklik fotoğraflarını fotoğraf kağutlarının üzerinde gören nesille akıllı telefon veya bilgisayar ekranında gören nesil bir arada günümüzde. Şimdi sıra onların bebeklerinde ve çoğunlukla sosyal medyada karşımıza çıktıklarını inkar etmek mümkün değil. Bu çığ gibi büyüyen trend hakkında birkaç sözümüz var… Milenyum nesli yani 2000’lerin başında doğanlar ve biraz da Z kuşağı denilen 90’ların bebekleri dünyaya gelmeye devam ediyor.

Elbette akıllı telefonu bir hayata bağlayan araç olarak kabul eden günümüz trendine uygun olarak söz konusu bebekleri sosyal medyada sıklıkla görüyoruz. Instagram ve Facebook’ta her gün milyarlarca bebek fotoğrafı, videosu, hikayeyi paylaşılıyor. Hatta daha da derinlerde WhatsApp’ın durum bölümü de bebeklerle tanışmaya başlıyor. Peki hiç kendi kendinize sordunuz mu; bu hızla büyüyen trendin arkasında neler yatıyor? Neden bebekleri bu şekilde görüyoruz?

Sosyal medyada neler paylaşıyorsunuz?

Bir düşünün, yemek yemeye gittiğinizde telefonunuzu çıkarıp ilginç bir yemek fotoğrafı paylaşmaya koyulduğunuz oluyordur. Bunu kendine dur diyemeden sıklıkla yapan önemli bir kullanıcı kesimi var. Maksat keyfine düşkün, ağzının tadını bilen insan imajı ve elbette genellikle hava atmaktır. Arkadaşlar, bir diğer fotoğraf objesi; bir gruba ait olmak gibi kökeni çok eskilere dayalı güdülerini günümüzde çok daha özel bir kategoride ele alan kesim, ‘benim arkadaşlarım var’ demenin yolunu, her ev ziyaretinde ya da kafedeki buluşmalarda sosyal medyaya yeni doneler aktararak kutluyor.

Maksat yine hava atmak. Gidilen mekanlar sadece Instagram, Facebook, Twitter değil, Swarm gibi çok daha farklı konulardaki ağlarda dahi hava atmanın bir diğer gerekçesidir. İnsanlara sen gidemiyorsun ama ben gidebiliyorum demenin en iyi yolu sosyal medya. Zenginlik göstergeleri, örneğin güzel giyim, üzerinde markaların olduğu gömlekler, ayakkabılar, saatlerin paylaşımı da yine sosyal medyadaki hava atma araç, gereçlerinden.

Otomobil kullanırken ki fotoğraflarınızı hatırladınız mı? Amacınızı biliyoruz, hava atmaya çalışıyorsunuz, zenginlik, hatta mümkünse arabanızın markasının da göründüğü kareler paylaşıyorsunuz; elbette bir Audi veya Mercedes’iniz varsa. Renault Megane gibi daha ‘hafif’ otomobiller kullanan kimseler genellikle fotoğraflarında direksiyonu göstermemeye dikkat ediyor örneğin.

Ve gelelim bebeklere…

Sosyal medya paylaşımları büyük oranda ‘pozitif’ mesajlarla doludur. İnsanlar zengindir, güzel yerlerdedir, leziz şeyler tiketir, pahalıya yönelirler… Peki bebeklerdeki neden ne olabilir? Neden bazı anne-babalar kendilerine dur bile diyemeden aralıksız şekilde bebeklerini karşınıza getiriyorlar? Konunun öncelikle psikolojik nedenlerine eğilmekte fayda var. Bebeğin ‘bir başarı’ olarak görülmesi ve bırakın bebeği, evlenmeyi bile ‘başaramayan’ takipçi dostların suratına çarpılmak istenmesi nedenlerden biri.

Bebeğin görüntülerini durmaksızın paylaşmak, onun –anlamını- tam olarak kavrayamamakla da alakalı. Bir oyuncak olarak görülen, ya da daha ilginç bir tanımla çilekli pasta gibi ele alan ebeveynlerin bebeklerini türlü şekillerde fotoğraflaması, videolarını çekip paylaşması ile karşı karşıya kalınabilir. Fazlasıyla değer verilen bebekler, zamanın tümünün onunla geçirilmesi neticesinde ‘paylaşılabilir tek öğe’ halinde görülebilir. Artık eskisi kadar arkadaşlarıyla görüşmeyen, bir şekilde bebeğinin çevresinde dönen hayatıyla ebeveyn, çaresiz bir dürtüyle varlığını, sosyal medyaya bebeğiyle birlikte göstermek isteyebilir.

En nihayetinde sosyal medyada bebekler, geçmişin o ‘çok özel’ anları fotoğraflamayı bilen Z kuşağı için hala soru işaretleriyle dolu. Milenyum anne-babaları içinse her şey çok doğal. Sosyal medyanın akıllı anne-babalarına bebeklerini ‘çok fazla malzeme’ yapmamalarını tavsiye etmekten bir zarar gelmez.

Birkaç tavsiyeyi şu şekilde sıralayalım;

  • Günübirlik bebek paylaşımı yapmayın,
  • İki günde bir de paylaşım yapmayın,
  • Süreyi elinizden geldiğince açın, bunu başarabilirsiniz,
  • Hem Instagram’da fotoğraf, hem Hikayeler, hem Facebook, hem… paylaşmayın, unutmayın sizi takip edenler, ‘insanlar’ genellikle bu sosyal ağların hepsinde ediyor,
  • Anlamsız paylaşımlar yapmayın,
  • Bebeklerde çıplaklığın paylaşımı düşündüğünüz kadar hoş değil, ayrıca takipçilerinizin aslında o kadar da iyi insanlar olmaması gibi bir ihtimal de var.

Yazar: Turgay Uç

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.