Ropörtaj: Guillaume Herbaut

Ropörtaj: Guillaume Herbaut

Yayınlanma:
Ropörtaj: Guillaume Herbaut

Guillaume Herbaut Çernobil, Hiroshima, Arnavutluk, Afganistan, Meksika gibi dramatik öğelerin oldukça fazla olduğu yerlerde gerçekleştirdiği fotoğraf çalışmaları ile dikkat çekiyor ve dünyanın en önemli fotoğrafçıları arasında yer alıyor. Chanel, Rolex, Clarins, Guerlain, Ferretti, Stiletto gibi markalar için ticari fotoğraflar da çekmiş olan Herbaut ile İstanbul’da çok özel bir röportaj gerçekleştirdim.

Ferhat Verdi: Sayın Guillaume Herbaut, reklam fotoğrafçılığının yanı sıra dramatik objeler de adeta ilgi alanınızın çekirdeğini oluşturuyor. Ben daha çok bunun kökenlerini merak ediyorum, ayrıca profesyonel olarak fotoğraf çekme süreciniz nasıl gelişti?

Guillaume Herbaut: 11 yaşındaydım ve bir fotoğraf görmüştüm; bu fotoğrafta, bir kadın, üzerinde siyah bir elbiseyle basamaktan atlıyordu. İnsanın bir yerden atladığı an ve belki tuhaf gelecek ama çok etkilendim. Dedim ki ‘Aman Tanrım! Sanki zamanı durdurmuşlar!’ Bunu ebeveynlerime anlattım. Ailem etki altında kalışıma hayret edip bana bir fotoğraf makinesi aldı ve ben de fotoğraf çekmeye başladım.

11 yaşındaydım ve çektiğim fotoğraflar çok kötüydü ve ‘sanırım fotoğraf çekemiyorum’ diye düşünmeye başladım. Sonra 16 yaşında Robert Capa‘nın fotoğraflarıyla tanıştım. Bunlardan o kadar çok etkilendim ki her zaman, her karemde o fotoğraf kareleri aklımdadır. Daha sonra bir fotoğrafçıyla tanıştım. Ve bundan sonra insanların yaşayışlarına yoğun şekilde şahit olmaya başladım. Bu beni çok etkiledi. İlk işimde Fransa’da evsiz insanları çektim.

19 yaşındaydım. 21 yaşına geldiğimde Eski Yugoslavya’ya gidip oradaki iç savaşın fotoğraflarını çektim. Profesyonel anlamda fotoğrafçılığa bu şekilde başladım. Hayat beni dram ağırlıklı fotoğraflara götürdü adeta. “Fotoğrafa, bir dervişin konsantrasyonuyla yaklaşmak gerekir.”

F.V: Arnavutluk, Rusya, Ukrayna, Polonya, Japonya, Meksika, Türkiye, Fransa ve dünyanın birçok ülkesinde fotoğraf çektiniz; genellikle fotoğraf serilerinizdeki ana konular ise insan ve mekân. Projelerinizi neye göre belirliyorsunuz?

G.H: Fotoğraflarımı çekerken tutkuyla seçtiğim iki alan var: Bunlardan ilki mekân ve diğeri de insanlar. Mekân ve insanlar bazen etkileşim içinde oluyorlar. Bu açıdan bakıyorum. Mekân ve onun içinde yaşayan insanlar ilgimi çekiyor. Projeleri belirlerken kafamda bazı anlamlar beliriyor. Bazı temaların peşinden koşuyorum ve bunları bırakmıyorum. Kafanızda oluşan anlamları takip etmelisiniz. Bir örnek verecek olursam kafamda bir projeye başlarken genelde şu tür anlamlar belirir: Gazetecilik, ölüm, neden sorusu. Zihnimde bu anlamların peşinden giderek projelerimi şekillendiriyorum. Karşıtlıkları seviyorum. Çatışmaları seviyorum.

F.V: “La Zone” Unutulan Şehir Çernobil adlı projenizde yer alan fotoğraflara değinmek istiyorum. O karelerde adeta bir dünyanın sonu tadı hâkim ya da her nasıl ifade edebilirseniz. Aynı şekilde Hiroshima fotoğraflarınızda da felaketin akıl almaz sonuçları hakkında düşündürücü, itiraf edin insanı kimi objelerde yıkan kareler… Bu dramatik özneleri görmek ve fotoğraflamak nasıl bir his?

G.H: Tabii ki çok kötü ve çok zor buralarda bulunmak ama bu artık benim tutkum haline geldi. Bu dramatik olayların içinde olup belki de ölümü hatırlatan yerleri çekip hayatta olduğumun farkına varıyorum. Kabul etmem gerekir ki burada bir çelişki var, kontrast var. Bir tarafta ölümle ilgili kareler çekmek ancak bunları çekerken de hayatta olduğunu hissetmek. Bu benim tutkunu olduğum, özellikle seçtiğim bir faktör, bununla beraber buralarda bulunmak hiçte kolay değildi. İnanın hiç ama hiç kolay olmadı.

F.V: “The New Amazons” projeniz gerçekten ilgi çekici. Bunun gibi biraz ütopik konuları işlemenizin sırrı nedir? Örneğin bu konuyu ele alma sürecinizden bahseder misiniz?

G.H: Öncelikle sırrımı açıklıyorum: Bu tür içeriklerin, öznelerin, durumların, bu tür projelerin farkında olmak. Bunun gibi durumlara çok açık olmak. Sırrım özetle bu. Özellikle Ukrayna’da çok fazla vakit geçirdiğim için bütün bunlardan haberdardım. O nedenle The New Amazons projesi kafamda şekillendi. Gerçekten ilginçlerdi.

The New Amazons’un kapsamı olan ‘bedeni bir silah olarak kullanma’ fikrini sevdim. Bu fikri çok sevdim hatta. Bu feminist hareketin amacı belki de biraz buydu. Vücudu bir silah olarak göstermek. Aynı zamanda çıplaklığı da bir silah olarak göstermek. Bu tür karşıtlıklar ilgimi çekiyor ve bunların peşinden gidiyorum. Durdurulamaz bir şekilde. Bu proje çok umut dolu bir savaş. Kadınların kendi asaletleri, gururları için ve elbette kendi haysiyetleri için savaşmaları bence günümüz koşullarına bakılırsa iyimser bir şey. Bu savaşta kullanılan ise vücutları. Beni etkileyende buydu.

F.V: Yakın zamanda gerçekleştireceğiniz projeleriniz olacak mı? Belki biraz sır verirsiniz.

G.H: İstanbul’dan sonra Meksika’ya gideceğim. Şu anki üzerinde durduğum konu Meksika. Meksika’daki sivil direniş ve vahşet üzerine çalışıyorum. Orada çok büyük bir vahşet yaşanıyor. Aklımdaki ikinci projem dünyadaki silah pazarıyla ilgili olacak. Üçüncü proje ise Arnavutluk’a geri dönüp orada fotoğraf çekmeye devam etmek olacak.

Guillaume Herbaut ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

F.V: Chanel, Clarins, Guerlain, Ferretti, Stiletto, Rolex... Birçok uluslararası şirket için moda fotoğrafları çektiniz. Projeleri planlama aşamanızdan, fotoğrafa dair stilinizden bahseder misiniz?

G.H: Nasıl savaş, felaket fotoğrafları çekmek uluslararası yönümse bu tür markaları çekmekte benim Fransız tarafım aslında. Bu tür projeleri seçerken asla kendi bildiklerimden ve kendi alışkanlıklarımdan fazlasını vermiyorum. Sahada nasıl fotoğraf çekiyorsam bu markalar için stüdyoda ya da dışarıda fotoğraf çekerken de aynı şekilde çalışıyorum. Asla suni ışık kullanmıyorum. Her zaman doğal ışık kullanıyorum. Bu genellikle benim stilim. Asla kendi stilimden taviz vermiyorum. Örneğin; Ukrayna’da nasıl fotoğraf çekiyorsam bu tür fotoğrafları da aynı şekilde çekiyorum. Sahada kullandığım tekniğin aynısını moda fotoğrafçılığında kullanıyorum.

F.V: Son derece çarpıcı düzeylerde ticari ürün fotoğrafları çekiyorsunuz. İleride bu tür fotoğraflar çekebilmek amacıyla eğitim gören kişilere ve hali hazırda ürün fotoğrafı çekmekte olan fotoğrafçılara neler söylemek istersiniz.

G.H: Sadece İtalya’nın çok ünlü bir moda markası olan Ferretti’nin Amica dergisinde yer alacak fotoğrafları için ışık kullandım. Orada iki tane asistanım vardı. Asistanlarıma kafamdaki ışığı söyledim. Onlarda kafamdaki ışığı yaptılar. Arkadaki teknik detaylara takılmayıp sadece çekeceğim kişilere ya da çekeceğim nesneye odaklandım. Ekstra ışık kullanımı sadece bu dergi için yaptığım çekimlerde oldu. Ferretti çekimleri, kariyerim açısından çok özeldi ve heyecan vericiydi. Birşeyi çekerken tekniği çok fazla düşünmüyorum. İçimden geldiği gibi çekiyorum. Nikon kullanıyorum. 50mm ve 135mm iki tane lens kullanıyorum. Daha önce Pentax kullanıyordum. Yanımda ufak bir tripod taşırım. Çok hafif ve kolay kullanımlıdır.

Birçok fotoğrafımı bu tripod ile çekerim. Böylelikle stabil bir makine sağlıyorum. Bu sayede bir kareye daha fazla odaklanabiliyorum ve kareyi daha uzun süre çekebiliyorum. “Fotoğrafçılık, bütün hayatınızı alır. Hayatınızı buna adamalısınız. Bu yüzden ilk önce fotoğrafın sizin için bu kadar önemli olup olamayacağına karar vermeniz gerekir.” Guillaume Herbaut

F.V: Profesyonel fotoğrafçılık geçmişinizde çalışmalarınız sırasında karşılaştığınız ve unutamadığınız bir an oldu mu?

G.H: Hayatım boyunca unutamayacağım bir anım oldu. Unutamadığım an tabii ki en kötü andı. Bu en kötü anı Nagazaki’de yaşadım. Bir tane laboratuvarda kurbanların vücut parçaları, çok sayıda şişeye konmuştu. Orada iki saat kaldım. İki saatin sonunda bir çöp kutusunu açtım ve bir baktım ki çöp kutusunun içinde kesilmiş bebek parçaları var. O an unutulmazdı. Hayatımda gördüğüm en kötü şeydi.

F.V: Son olarak fotoğrafla ilgilenen kişilere neler söylemek istersiniz? Eklemek istediğiniz başka şeyler, mesajlar varsa memnuniyetle iletmek isterim.

G.H: Bunun için iki tane cevabım var. Fotoğrafta önemli olan bir ilişki yakalamaktır. Belki de fotoğraf o kadar da önemli bir şey değil ve bir ilişkiyi kurmak daha önemli. Bunu açacak olursak baktığınız yere sadece fotoğraf açısından bakmamalısınız. Fotoğrafa odaklanırsanız belki de çok iyi sonuçlar elde edemeyebilirsiniz. O ilhamı başka yerlerden almak gerekir. Sinema, müzik açısından bakılabilir bir fotoğrafa. Fotoğrafçı olmak çok uzun bir süre ister.

Fotoğrafçının kendi stilini bulması belki de en az on yıl ve çok fazla konsantrasyon ister. Fotoğrafa, bir dervişin konsantrasyonu gibi yaklaşım göstermek gerekir. Saatler sürebilir fotoğraf çekmek ve çok iyi odaklanmak gerekir. Bir fotoğrafçı olarak fotoğrafın dışındaki alanlardan da fotoğrafa bakarım. Bir yandan odaklanmak bir yandan da fotoğrafa odaklanmamak aslında bu ve aslında bir karşıtlık var bu cevabımda. Fotoğraf önemli değil diyorum şimdi de yoğunlaşmak önemli diyorum. Ama aslında bu 10 yıllık süreçte bu bir döngü gibidir. Sadece iyi fotoğraf çekmeye odaklanırsanız bir şey elde edemeyebilirsiniz.

Fotoğrafçılık, bütün hayatınızı alır. Hayatınızı buna adamanız gerekir. Bu yüzden ilk önce, fotoğrafın sizin için bu kadar önemli olup olamayacağına karar vermeniz gerekir. Çünkü fotoğrafa bütün hayatınızı vermeniz gerekiyor. Bunun ne kadar önemli olduğunun da farkında olmanız gerekiyor. Bana vakit ayırdığınız için teşekkür ederim Sayın Ferhat Verdi, bu röportaj benim için büyük keyifti.

F.V: Ben teşekkür ederim. Guillaume Herbaut, 1970 yılında doğdu. Ağırlıklı olarak sembolik aynı zamanda tarihte yer edinmiş yerler ve buralarda yaşayan insanlarla ilgili dramalarla ilgilenen Herbaut, bu çalışmaları ile birçok ödül kazanmıştır. Tchernobylsty adlı çalışmaları ile 2001’de Kodak Critics Prize kazandı. 2004’te Fuji Book Prize ve aynı yıl Lucien Hervé Ödülü kazanmıştır. 2009 yılında World Press Photo ödülüne layık görülen Fransız fotoğrafçının solo fotoğraf çalışmaları Paris Jeu de Paume Müzesi, İspanya’da Foto España ve New York Silverstein Galerisi başta olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde birçok kez sergilenmiştir.

La Zone, Urakami, Oeil Public gibi birçok fotokitap projesiyle fotoğraf dünyasında dikkatleri üzerine toplamıştır. Le Monde, Newsweek, Amica, Paris Match, Elle başta olmak üzere birçok yayın organında fotoğraf çalışmaları yer almıştır. Chanel, Clarins, Guerlain, Richard Mille, Ferretti, Stiletto, Rolex, Chopard gibi markaların ticari fotoğraflarını çeken Herbaut, ayrıca l'Oeil Public Fotoğraf Ajansı kurucu üyesidir.

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız1
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.