İnternetteki Paylaşımlarımız, Başkaları Tarafından Asla Unutulmaz

Sürekli paylaşıyoruz, paylaşmaktan çekinmiyoruz. Ancak paylaşımlarımız, şüphesiz ki kaybolmuyor... Hatta günü geliyor, karşımzıa tekrar tekrar çıkarılıyorlar. Peki, o gün için şimdiden hazır mıyız?

Yayınlanma:
İnternetteki Paylaşımlarımız, Başkaları Tarafından Asla Unutulmaz

Çocukluk ve gençlik dönemlerimizin bu konuda başı çektiği, fakat her insanın hayatında mutlaka yaşadığı bir “saçmalama” dönemi vardır ve internetteki paylaşımlarımız da aslında bu durumu bize gösterir. Bu süreç sonsuza kadar sürmez fakat kimimiz için daha uzun, kimimiz için daha kısa sürer. Neden böyle adlandırıyoruz? Çünkü kişi, geriye dönüp yaşadıklarına baktığında o dönemi aynen bu şekilde nitelendiriyor. “Vay be... O zamanlar amma saçmalamışım...” diyor. Bu, kişinin kendisine yönelik özeleştirisidir ve kişisel gelişiminde ne kadar yol aldığını anlayabilmesi adına bir ölçüttür.

Eskiden; yani internetin pek ortalıkta olmadığı dönemlerde, içimizde patlayan volkanları dışa vurmak için farklı yollar mevcuttu. Konserler, sosyal aktiviteler, arkadaş çevremiz bizimleydi. Şimdi bu yazımızda size “İnternet her şeyimizi öldürdü ya…” söyleminde bulunmayacağız, çünkü buna inanmıyoruz. Ancak internetin bir paylaşım mecrası hâline dönmesiyle, gerekli/gereksiz her şeyimizi internette paylaşıyoruz. Bunu neden yapıyoruz? Bu gelecekteki bir başka yazımızın konusu olacak. Bugün, sadece bu durumun sonuçlarını değerlendireceğiz.

Her Detayı Paylaşıyoruz

İnternette kişisel paylaşımlar yapabildiğimiz sayısız mecra var. Facebook, YouTube, Twitter, Instagram, Tumblr, Bloglar, Google+ şimdilik ilk aklımıza gelenler. Kendimize ait veya “troll” olarak hesaplar açıyoruz ve paylaşımlar yapıyoruz. Ancak neler paylaştığımıza pek de dikkat etmiyoruz, üstelik neler paylaştığımızı da unutuyoruz. Oysa internet, bunları asla unutmuyor…

Dakikası dakikasına yaptığımız her şey kayıt altında ve bunların gün yüzüne çıkması, sandığımızdan çok daha kolay. Arkadaş listemizdeki kişilerden üşenmeyecek bir tanesinin, fare scroll’ünü dakikalar boyunca profil sayfamızda kaydırmaktan çekinmemesi yeterli! Geçmişte bize dair ne varsa, kendisini göstermekten asla çekinmeyecektir. Burada önemli olan, paylaşımlarımızı asla unutmamaktır. İnternetteki paylaşımlarımız, bize dair çok fazla unsur içeriyor. Amacından sapan paylaşımlarımız siyasi, ayrımcı, nefret söylemleri de içerebiliyor.

Yaptığımız bu türden paylaşımlar, aslında ana haber bültenlerinde ya da internette gördüğümüz; kimisinin doğruluğu yanlışlığı tartışılacak düzeydeki haberlerin sonucunda döktüğümüz öfke patlamalarıdır Ancak bu tip patlamalar tehlikelidir. Yaptığınız hiçbir şeyi unutmayan birine, iyisiyle kötüsüyle her düşüncenizi anlatmak ne kadar doğru? Yarın nerelerde olacağımızı ve hangi önemli görevlere gelebileceğimizi de düşünmeliyiz. Düşmanlarımız, geçmişimizi bize karşı silah olarak kullanmaktan asla çekinmeyecektir. Elbette politik veya idari görevlerle bunu kısıtlamak mümkün değil. Geleceğimizde hayatımıza katılacak insanlar da bunları merak edebilir ve aslında hiç de hoşlanmayacakları yüzümüzle karşılaşabilirler.

Daha vahimi, inandığımız fikirlerden gelecekte kendimiz vazgeçebiliriz! Öyleyse söylemlerimiz, yazıp çizdiklerimiz ne olacak? Bunlar unutulmuyor ki… Aman dikkat sevgili okuyucumuz, internet asla unutmuyor. O yüzden yazıp çizmeden önce, paylaşmadan önce çok yönlü düşünmeli… Paylaştıklarımız sonradan bizim için utanmaya ya da sıkılmaya sebep olacaksa, paylaşmamalı… İnternetin, size dair her şeyi bilmesi gerekmiyor.

Eskiden Yapılan Paylaşımlar, Gelecekte Psikolojik Baskı İçin Kullanılıyor!

Milenyum çağı çocuklarının internetle tanışması biraz baş döndürücü oldu ve doğru internet kullanımına dair önlemler için maalesef geç kalındı. Bundan sonra atılacak adımlar ne kadar işe yarar bilemiyoruz. Ancak hiçbirini gereksiz olarak göremeyiz; tam tersine gerekli adımlar olacaktır. İnternet fenomenlerini hatırlayalım; videolarını izleyip eğlendiğimiz çocuklar, gençler hatta yaşlılar oldu (olmaya da devam ediyor). Bunlardan bazıları, maalesef ve ne yazık ki hayata atılamadan itibarlarını tamamen yitirdiler.

Şu anda, bir zamanlar internette fenomen olmuş isimlerin (biz burada isim vermeyi ve hedef göstermeyi doğru bulmuyoruz.) ciddi toplumsal ve psikolojik baskı ile karşılaştıklarına dair örnekler var. Yıllar evvel internette paylaştıkları videolarda sergiledikleri hâllerini tekrar tekrar; usandıracak biçimde yeniden yapmaları isteniyor. Oysa bu insanlar belki iyi niyetle, belki hevesle bu videoları veya yazıları / resimleri paylaştılar. Toplumun palyaçosu gibi görmek, aşağılamak, onları itibarsız kılmak yanlıştır. Geçmişte yaşayamayız, hayat hepimiz için devam ediyor, etmeli… Öyleyse yolumuza bakacağız ve bir noktadan sonra da bazı önemsiz detayları unutacağız.

İnternetteki Paylaşımlarımız İçin Ne Yapmalıyız?

Bizim buradan çıkaracağımız ders şu olmalıdır: Aynı duruma düşmemek… Paylaşımlarımıza dikkat etmek ve aklımıza esen her şeyi de herkesle paylaşmamak gerektiğinin bilincine varmak. Büyük bir çoğunluğumuz, sıradan insanlarız, sıradan hayatlarımız var. Bu utanılacak bir şey değildir; normal ve olması gereken kıvamda olduğumuzun göstergesidir. Öyleyse internetteki paylaşımlarımız için aşırılıktan uzak durmak, hepimize büyük bir nasihat olmalı. İnternet asla unutmuyor. Ona, kendimizle ilgili her şeyi sunmamak, sunduysak bile geriye dönüp (yapabildiğimiz kadar) gizlilik sağlamak en büyük sorumluluklarımızdan biridir. Çünkü teknoloji çağında yaşamak, bu bilince sahip olmayı gerektiriyor. Keyifle kalın…

Yorum Yapmak İçin Tıklayınız0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.